“Sen kimsin? Kendine cevap ver?” Zelenskiy, Donbass ve Kırım’ı konuştu

Bu haberi sosyal medya hesabınızda paylaşın!

Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Dom TV kanalına kapsamlı bir röportaj verdi. Donbass ve Kırım hakkında konuşan ve halen bu bölgelerde yaşayan Ukraynalılara seslenen Zelenskiy’nin görüşmesini Türkçeye çevirerek sunuyoruz.

Görüşme, savaş hattına 1 saat uzaklıkta, Kramatorsk’ta Aleksey Matsuka tarafından gerçekleştirildi. Donetsk ve Lugansk bölgelerinin işgal altındaki bölgesinde kalmaya zorlanan Ukraynalılara daha yakın bir noktada yapılan görüşmede Zelenskiy, daha çok orada yaşayan Ukraynalılara seslendi.

Dom TV kanalına ve bugün sinyalimizin ulaştığı her yerde; Donetsk, Lugansk, Simferopol, Yalta’da bizi izleyen izleyicilerimize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Davet için teşekkürler. Ne güzel söyledin “sinyalimiz bugün nerelere ulaşıyor?”. İnsanların bizi duyması, bizim onları bildiğimizi, onları sevdiğimizi, bizimle ayrılmaz bir Ukrayna ipliğiyle bağlı olduklarını görmeleri çok önemli. Elbette kimse onları terk etmeyecek. Bu geçici bir hikaye.

Umarım geçicidir.

Yüzde 100.

Rus tarihi attığı bu adımların yasını tutacak

2014’te başkan olmadan önce Donetsk’teydiniz. Nisan ayında, “Kvartal 95” programını orada yapmıştınız. O günlerdeki duygularınızı da hatırlıyor musunuz? Kvartal’dan birçok arkadaşınızın Donbass ile yakından bağlantılı olduğunu biliyorum.

Herkes bağlantılı: hayat, çocukluk, gençlik. Jenya Koşevoy’un Lugansk’ta Alçevsk’te birçok ailesi ve akrabaları var. Mika Fatalov’un da öyle.

Anılara gelince. Herkes acı çekti. İlk başta kimse bir şey anlamadı. Nisan 2014’te gerçekten “Kvartal” isminde bir programımız vardı. Ekibimizle birlikte Donetsk’e gelmekten her zaman mutlu oldum. Her zaman salonu tıklım tıklım dolduruyorduk. Nazik, sıcakkanlı bir seyircisi var. Tamamen dolu bir salon ve iyi duygular. O performansı çok iyi hatırlıyorum.

Ve bir sabah beni bir röportaj için aradıklarını hatırlıyorum. Röportajda “Ne düşünüyorsun? Nasıl bir Donbass? Ne olmaya başladığını görebiliyor musun?” gibi sorular sordular. Bütün anları hatırlamıyorum. Garip bir his yaşadığımı hatırlıyorum: bir şey oldu ve sanki başka bir dünyada, başka bir ülkede uyandım.

Sokakta yürüyen ve “Oh, Vovan!” diye bağıran gençlerle karşılaştım. Farklı bayraklarla yürüdüler. Ukrayna bayrağı ve sadece o da değil. Birlikte çok garip görünüyordu. “Arkadaşlar, ne yapıyorsunuz?” dedim. Ve biri diyor ki: “Vovan, hadi bir fotoğraf çektirelim!” Ben: “Beyler bekleyin, şimdi fotoğraf çekmeye vakit yok. Ne yapıyorsunuz?”, “Evet, dur işte, birşeyler oluyor.”

Bilirsiniz, o zaman herşey kolayca havaya atıldı … Ve aslında tek bir kelimenin bir kelimeden daha fazlası olacağını, sonra bir cümle olacağını ve bunun Ukraynalı Donetsk ve Lugansk’ın işgaliyle sonuçlanacağını kim düşünebilirdi? Ve otobüse bindik, hatırlıyorum ve bu beni tamamen rahatsız etmişti.

Ve sonra tıpkı bir uçurum gibiydi.. ne oldu? Bu sadece bir uçurum. Bilim kurgu kitaplarında olduğu gibi: kıyamet, aniden her şey tersine döndü. Dün bu sokaklarda yürüdük, ulaşımın, artık bilet almanın imkansız olduğu Donbass Arena’da sohbet ettik, Euro 2012, ne güzel bir stadyum, ne güzel duygular yaşadık. Ve tüm bunlar oldu. İşte böyle bir hatıra. Gerçekten “düzeltmek” istiyorum ve bu hikaye artık bitmeli. Ve kesinlikle geri döndüreceğiz, bundan eminim.

Donetsk’teki basın toplantınızı hatırlıyorum. Birlik hakkında konuştunuz, zaten bunu anlamıştınız …

Evet, bunun aslında bir enjeksiyon olduğunu o zaman anladım. Ve bu anlamda kuvvetli sezgilerim var. Ve böyle bir duygu, bilirsiniz, rahatsız edicidir. İşte o zaman geliyorsunuz ve pek hoş karşılanmıyorsunuz ve kendinizi rahatsız hissediyorsunuz. Ve etraftaki insanlar iyi ama bir şeyler yanlış gidiyor. Sonra bir şeylerin yanlış olduğu, bir şeylerin döndüğü hissi vardı.

Ve o andan itibaren “Kvartal 95” aktif olarak ATO bölgesine (Terörle Mücadele Operasyon Bölgesi) gitti.

Elimizden geldiğince her yerdeydik. Ciddi olarak gönüllü olan arkadaşımız Yura Stepanoviç bize katıldı. Çeşitli şehirlerden, [askeri] birliklerden bilgiler topladı. Ve savaş başlayınca gidip ordumuzu destekledik.

Ne yazık ki tüm bunlar oldu ve hala bu realite içerisinde yaşıyoruz. Bugün Donbass Arena’yı ve Euro 2012’yi hatırladık. Euro 2012 maçlarından biri için bir bilet buldum ve bunu size bir hatıra olarak sunmak istiyorum. Bu olaylarla bağlantıda kalmak ve geçmişten bir hatıra olarak bize bunun gelecekte de gerçek olduğunu söylemesi için. Bilirsiniz, her göçmenin kendi işaretleri, onu eviyle ilişkilendiren sembolleri vardır. Her birimiz dairelerimizin anahtarlarına sahibiz. Bunlar nereye dönmek istediğimiz ve nasıl yaşamak istediğimizle ilgili hafıza anahtarlarıdır…

Bana bir anahtar verildi.

30 Ekim 2019’da Mariupol’daki konuşmanızı hatırlıyorum. Daha sonra barışa giden yolda üç aşama önerdiniz. Birincisi, çatışmanın “sıcak” aşamasının sonu, ikincisi uzlaşma ve üçüncüsü güvenli bir şekilde yeniden entegrasyon. Bu üç aşama şartlı olarak siyasi, güvenlik ve insani yönlere ayrılmıştı. Donbass’taki mevcut durumdan bahsedecek olursak, ilk adımlar ne olmalı?

Elinde silah olan insanlarla masaya oturulamayacağına her zaman inanmışımdır. Bu sadece felsefe değil. Bu önemli bir konuşmadır. Hem “Minsk”in hem de tüm anlaşmaların ilk şartının ateşkes olduğunu her zaman savundum. Herhangi bir şey hakkında konuşmak için en azından ateş etmeyi bırakmalısın. Bu bir gerçektir.

Niye ya? Çünkü sen ve ben ateşkes yaptık (27 Temmuz 2020’de yürürlüğe girdi – ed.). Ve 7 ay rol yaptılar. Evet, karşı taraftan provokasyonlar oldu. Yine de insanları kaybetmediğimize dair bir anlayış vardı.

O zamanlar Mariupol’daydım ve insanlara sordum: “Evet, nasılsınız? Neler hissediyorsunuz?” “Sakinlik. Silah sesi duymuyoruz” diye cevap verdiler. Bu, işe yararsa, daha fazlasını deneyebileceğiniz gerçeğiyle karşı karşıya kalırsınız.

Sıradaki ne? Ayrıca, birliklerin geri çekilmesi. Ve çok dikkatli bir şekilde girmemiz, çok dikkatli bir şekilde sınırımıza ulaşmamız gerekmekte. Evet anladım. Oradaki insanların bir kısmı bilgi açısından dezinformasyona maruz kalmış durumda. Hatta birileri Ukrayna’yı kontrol etmeye geldi, ama istediklerini yapamadı: kimileri istediklerini bulamadıkları için militanlardan kaçıp geldi, çünkü ona bir iş ya da daire bulamadılar vs. Hayat bu. Ne yazık ki. Hayat bu. Ve bu adam umudunu kaybederek geri döndü. Ve elbette, bunların hepsi çok karmaşık.

Dolayısıyla “insani görev” dediğimizde, Rusya’ya yükümlülüklerini yerine getirmesi için bir çıkış, anlaşmalar yapılması ve bunların uygulanmasıdır, baskı kurulmasıdır. Çünkü çatışmanın tarafıdır.

Rusya’nın her zaman çatışmaya taraf olduğu ifadesinden kaçındığını lütfen unutmayın. Hem Alman tarafı hem de Fransız tarafı bir şekilde çok doğru bir şekilde Rusya’nın bir taraf olduğunu ilan etmeye çalıştığı Minsk formatında zaten pek hoş olmayan birkaç toplantı yaptık … Bu anlamda bunun doğru olması da bir işe yaramıyor, Sanırım … Burada hepimizin açıkça anlaması gerekiyor: Üçlü Temas Grubu’nda çatışmanın tarafları Ukrayna ve Rusya’dır. Bunu herkes anlamalı. İşgal altındaki topraklardaki insanlar da bunu anlıyor. Şimdi bakıp inanmayanlar bile, derinlerde benim haklı olduğumu biliyorlar. Sadece tüm bu yıllar boyunca yanıldığınızı anlayın, “Rusya ile birleştik”, buna inandığınızı kabul etmek anlamına gelir. Ama durum böyle değil. Bu yanlış.

Her zaman söyledim: İki şeyi ayrı tutmalıyız. Bütün Rusların Ukraynalılardan nefret ettiğini söylememeliyiz. Bu doğru değil. Ve bu, Rusya’da sürekli gösterilen bir anlatı. Birleşik Ukrayna’yı destekleyen, Donbass’ı destekleyen ve onu sadece Ukraynalı olarak gören çok sayıda Rus var. Biliyorlar ve bu onlar için tatsız, Kırım ile bağlantılı her şeyden utanıyorlar.

Bu tür ifadeler için kusura bakmayın ama Rus tarihi, Kırım’la ilgili kendi adımlarının ve kararlarının yasını tutacak. Neden şimdi “Donbass” değil de “Kırım” diyorum. Donbass’ın daha az, daha da derinden yarası yok: ölüm sayısı çok daha fazla, çok, binlerce insan. Ve Kırım ilk karşılaşma, ilk ateş orada olduğu için, iki halk gerçekten – belki bir nesil, belki iki nesil boyunca- birbirlerine böyle davarancaklar. Görmek istemiyorlar, duymak istemiyorlar.

Rusça konuşan Ukraynalıların çoğu Ukraynacaya geçti. Birçoğu kardeşlerini, babalarını öldürmelerinden rahatsız olduğu için geçti.

Biz Ukraynalıları destekleyen çok sayıda Rus olduğunu açıkça paylaşıyorum.

İşgal altındaki Donbass ve Kırım’daki insanlar hakkında konuşursak. Onlar için orası zor ve tehlikeli, üstelik orada olanlarla aynı fikirde değiller. Katılmıyorum, evet. Ve Bağımsızlık Günü’nü kutlamalılar. Evet, yüksek sesle değil, balkona bayrak asmadan bunu yapmalılar, çünkü bunu yapmaları tehlikeli olabilir. Gerek yok. Hayatları daha önemli. Ama çocuklar. Çocuklara kim olduklarının söylenmesi gerekir.

Herhangi bir mermiden çok daha önemli

Zaten 24 Ağustos’ta Ukrayna’nın Bağımsızlığının 30. yıldönümünü kutlayacağız. Ve bu, 30. yıldönümü, insanlığın birleşmesi için bir nedendir. Sizce hattın diğer tarafında olmak zorunda kalan insanlarımızı ne birleştirebilir?

Her zaman söyledim: bölgeler çok önemlidir, ama her şeyden önce insanlar daha önemlidir. Ve bugün oradaki insanların bilgi saldırılarına, zor bir hayata direnmesi, ruhlarında ve kalplerinde bir Ukraynalı olarak kalması zor. Zor, çünkü bu insanlar hayatta kalmak zorunda.

Ben kendim bir babayım. Ve çocuğu beslemenin gerekli olduğunu anlıyorum. Ve işte okul. Üzerinde “DPR” bayrağı var. Peki, öğretmen nerede çalışacak? O öğretmen mecburen o okulda çalışacak. Ve bir şekilde çocuklarla konuşması ve bir şekilde onlara nesnel bilgi aktarmaya çalışması gerekiyor, görevi bu. Bu bir bilgi zaferidir. Bu, herhangi bir mermiden çok daha önemlidir. Bu daha önemli.

Ve bunlar [işgal altındaki] Donbass’taki insanların yapması gereken şeyler.

Ne yapmalıyız? Örneğin, “Dom” TV kanalını izlesinler …

Bu arada, bu insanlar için, bu bölgeler için, bir bütçe ayırarak özel olarak yayın yapmaya başlıyoruz, bu Ukrayna’nın ilk deneyimi.

Bu önemli. Ama aslında bu finansla ilgili değil. Ve bu soru aslında değerlerimizle ilgili. Bunlar gerçekten bizim insanımız, Ukraynalılar. Burası gerçekten bizim evimiz, evimiz Ukrayna. Ve orada yayın yapıyoruz ve diyoruz ki, “Geçici olarak aynı evde yaşıyoruz, farklı odalarda, ama şimdi hepimiz… açıkcası tek çatı altındayız, Oradaki insanlarla konuşmamız gerekiyor. Bağlantımızı kaybetmemeliyiz.

“Dom”TV kanalı ile ilgili olarak. Bunu sadece geçici olarak işgal edilmiş topraklarda göstermenin doğru olduğuna inanmıyorum. Nedenini açıklayayım. Çünkü birkaç milyon insan Ukrayna tarafından kontrol edilen bölgeye gitti. Burada yaşıyorlar ve çalışıyorlar ve işgal altındaki topraklarda bulunan insanlarla ne hakkında konuştuğumuzu görmeleri onlar için çok önemli. Bunu görmeleri ve duymaları onlar için çok önemlidir.

Bu yüzden Dom tv kanalı sadece “orada” olanlar için değil. “Dom” kanalı bugün burada bulunan tüm göçmenler içindir. Bu kanal insanları bir araya getirmeli. Çünkü aralarında, bazıları “orada” olan, diğerleri burada olan aralarında bu korkunç temas hattı olan aynı Donetsk halkı.

Kendilerini unuttuğumuza inananlar var. Ama durum böyle değil.

Hiçbir şey unutulmamalı. Gittim ve orada Alçevsk’te ya da orada başka bir yerde yaşadığımı hatırlamak istemiyorum. Hiçbir durumda. Aslında bu hatırlanmalıdır. Bir adam serbest bırakıldı. Tebrikler. Çünkü hiçbirşeyi çıkmadı. Ancak bu bağlantıyı, bu tür bilgilendirici şeyleri kaybedemezsiniz. Bence öncelik onlar.

Tüm ekibimize gelince. Ateşkes için anlaştığımızda ve 150-160 kişiyi geri döndüğümüzde, bence bu büyük ve harika bir olaydı. Bu insanları esaretten kurtararak geri getirdik ve ailelerine kavuştular 150-160 mutlu aile.

Gazeteciler çok sık şöyle der: “Sayın seyirciler, sırada…ne var? Bir sahneye ihtiyacımız var. İnsanlar açıkcası kesinlik istiyor. Ancak öyle bir şey yok. İşte birkaç yazılı belge, adım vb. İşte bu: adım adım ne yapmalı. Aslında bu plana göre ilerliyorsun ve sonra bir şeyler ters gidiyor.

“Savaşı bir yıl içinde bitirmeye söz vermiştin!?” diyorlar. Tabii ki, bunu gerçekten istiyorum. Bunun için her şeyi yapıyorum. Ama ne yazık ki, herşey bana bağlı değil.

Bugün Donbass’ın geri dönüşünün %90’ının, topraklarımızın işgalden kurtarılmasının tek bir kişiye bağlı olduğuna inanıyorum (ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı benim fikrimi biliyor). Ve kesinlikle onu bununla yaşadığını bilmelisiniz. Ve Donbass’taki insanlar bunu anlamalı. Bir tür illüzyonla yaşamamalı.

Evet, uluslararası ortaklarımızla çalışıyoruz, planlar geliştirdik. Evet, her şey orada. Keskin bir iradeye ihtiyaç var. Siyasi irade. İnsan iradesi.

Ve Ukrayna için, bariz bir şekilde, barışçıl, siyasi-diplomatik bir plan için bu irade var.

Kesinlikle. Kimse [savaş] istemiyor. Militanlara ancak askerlerimize ateş ettiklerinde karşılık verdik. Ve ateşkesin başlangıcından beri, çoğu durumda adamlarımız direndi, bunun bir provokasyon olduğunu anladı ve oldukça profesyonelce tepki verdi. Yok öldürmek için adam gönderiyoruz, yok sivillere ateş ediyoruz, hepsi yalan. Ve diğer taraftan sivillere ateş ediyorlar.

Diğer yandan vatandaşlarımızın yasal olarak gelmemeleri için giriş-çıkış (CPVV) kontrol noktaları da kapatılmıştır.

Kontrol noktası kapatılıyor. Ve bu arada, her şeyin çoğunlukla Rusya Federasyonu Başkanına bağlı olduğunu doğrulayan noktalardan biri. Normandiya Dörtlüsü zirvesinde (Aralık 2019) kontrol noktasını açma konusunda kendisiyle anlaştık. Anlaşmak? Evet Anlaşmak. Ben sözümün eriyim. Her şeyi biz yaptık, herkesi oraya getirdik: gazeteciler, büyükelçiler, yerel sakinlerimiz her şeyi gördü.

Bana Stanitsa Luganskaya kontrol noktasında sorunlar olduğu söylendi, ambulans geçemiyor ya da başka herhangi bir şeye izin verilmiyor. Başkanlığımın ilk aylarında oraya bir köprü yaptılar, [yenilenen] sonra kontrol noktasını açtılar. Ardından Normandiya toplantısından sonra diğer tüm kontrol noktalarını açtık. Üzerinde anlaştığımız her şey tamamen inşa edildi.

Ve onların tarafında da aslında aynı olasılık var. Ama arzular yok. Bu, “evet, sadece para yok” demek değildir. Bu doğru değil. Kontrol noktaları kapalı. Sadece engellediler.

Kanıtımız var, durumu mükemmel bir şekilde anlatan bir video var. Bizim tarafımızdan, geçici olarak işgal edilen bölgeye insani bir kargo gittiğinde kontrol noktasını açıyorlar, arabalar içeri giriyor. Ama insanlar oradan gitmek isteyince onları içeri almıyorlar.

Kontrol noktaları konusu neden hala önemli ve işgal altındaki bölgelerde neden kapatılıyor? Çünkü modern hizmet merkezleri, insanlar için 90’a kadar hizmetin sunulduğu kontrol noktalarımız halihazırda faaliyet göstermektedir. Bir belge, emekli maaşı, paket alabilir, para gönderebilir, cep telefonu satın alabilir, hesabına yüklemede bulunabilir vb. Genel olarak, her şey var. Orada verilen hizmetler en üst düzeyde.

Ve bu arada, Ukrayna tarafından gönderilen insani yardım miktarı, Rusya’nın insani yardım kisvesi altında gönderdiğini tonaj açısından önemli ölçüde aşıyor. Bu doğru istatistikler çünkü Ukrayna, Kızıl Haç’tan, BM misyonundan ve diğer kuruluşlardan gelen tüm insani yardımlara erişim sağlıyor.

Kızılhaç konusunda Rusya Devlet Başkanı ile Kızıl Haç’ın geçici olarak işgal edilen topraklara, demir parmaklıklar ardındaki, tecrit kamplarındaki insanlarımıza erişimi olacağına dair bir anlaşmam vardı. Vurguladık: bizim girmemizi değil, sadece Kızıl Haç’ın. Böylece Kızıl Haç sorunları inceleyebilir, onlara ilaç verebilir, doktor gönderebilir vb. Bunların hepsinin bir fırsat olacağı teyit edildi.

Ancak o görüşmelerden beri Kızıl Haç’ın tek bir erişimi olmadı.

İnsanları pasaportlarına göre bölmeyin

Rusya, işgal altındaki topraklarda zorunlu sertifikalandırmaya devam ediyor. İnsanlar Rusya Federasyonu pasaportu almaya zorlanıyor. Ancak aynı zamanda, Kiev’de, halkımızın Rusya Federasyonu’ndan belgelerin alınmasını çok radikal bir şekilde değerlendiren sesler var. Donetsk, Lugansk, Simferopol’de oturanlara Kiev’den gelen bu tür tepkilerden korkan insanlara nasıl ve ne cevap verilir?

Bir insanın kendini içinde bulabileceği durum değerlendirmesine mantıklı, bilgece (her zaman çok radikal talepleri olanlar olabilir) yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bazen insanlar çaresizlik içinde olabilir. Tabii ki, pasaport almayı reddedebilen, tanınmayan “cumhuriyetlerin” çeşitli “belgelerinden” uzaklaşabilen ve Ukrayna pasaportu ile kalabilen insanlara büyük saygımız var. Elbette onlara çok minnettarız, harika insanlar.

Ama insanlar farklı, koşullar farklı. Sonuçta birileri akrabalarına bakmak için orada kaldı ve hayatta kalabilmek için Rus pasaportu veya başka bir “belge” almak zorunda kaldılar. Ya da orada çalışabilmek için bunu yapmak zorunda kaldılar: Çünkü onlara dedikleri şu: Rus pasaportu olmadan burada iş bulamazsınız.

Bu, bu tür insanlara karşı benim küçümseyici bir tavrım değil bu: bu benim sempatim. Durumların farklı olduğunu ve insanların pasaportlarına göre ayrılamayacağını anlamamız gerektiğine inanıyorum. Bir kişinin tamamen farklı bir şekilde algılanması gerekir. Hayatta zorunlu kılınan ölçüler vardır ve hepimiz bu tür testlerden geçmeden bunu tam olarak doğru ve yeterli bir şekilde değerlendiremeyiz. Bu nedenle, verilen belgeler açısından bakıldığında bu insanlar hakkında konuşmanın zor olduğuna, kesin olarak değerlendirmenin imkansız olduğuna inanıyorum.

Sertifikasyon konusunda Rusya’ya gelince, burada her şey aslında çok basit. Ve kesin olarak değerlendirilebilir: Rusya uluslararası hukuku ihlal ediyor.

Aslında, [Donbass’ın işgal altındaki bölümünde] sertifika, Kırım’daki sertifikadan farklı değil. Önce Rusya Federasyonu’nun pasaportlarını veriyorsunuz ve sonra gidip şöyle diyorsunuz: Ben sadece Rusça konuşan nüfusu değil, nüfusumu da koruyorum. Sadece kültür değil, aynı zamanda sözde zaten vatandaşlarını koruyorlar. Bu nedenle bu yapılanlar tehlikelidir.

Ve sertifikaya sahip ikinci hikaye var, başka bir yerde Devlet Duması seçimleri oluyor. Ve Rus pasaportlu Ukraynalılar, otobüslere bindirildiler, dışarı çıkarıldılar, oy vermeye zorlandılar. Bu bir tür köleliktir.

Ama zorla sevimli olamazsın. Ve hayatın gösterdiği gibi, bu tür adımlar genellikle tarih tarafından dikkate alınmaz. Sanki bir yağmurdan sonra, hepsi yıkanacak, hepsi gidecek gibi. Ve belki bir gün bazı kitaplarda bir satır olarak şöyle yerini bulacak: Ukrayna tarihinde o zamanlar işgal altındaki Donbass bölgesinin kendine özel bir pasaportu vardı. Eh, vardı ve sonra geçti ve her şey geri döndü ve Ukrayna her şeyi geri aldı.

Kiev ne kadar çok fırsat, sıradan insanlar için erişilebilirlik sağlarsa, tüm iletişim fırsatlarını o kadar hızlı sınırlar.

Ve tüm bu cicili bicili sertifika, ve bazı ifadeler, tüm bunlar ortadan kalkacak. Ve Ukraynalı olmamak ve buna rağmen tüm bu bölgeleri sevmek imkansızdır. Bu imkansızdır.

Kişileri engellediklerini biliyorum. Ama yine de imkansız olduğuna eminim. Çünkü nasılki bu ülkeyi ya seversiniz ya da sevmezsiniz. Seviyorsanız Ukraynalısınız, sevmiyorsanız en fazla geçicisiniz. [Topraklarımızı] işgal eden bu insanlar geçici misafir, Kırım’ı asla bizim sevdiğimiz gibi sevemeyecekler. Bu imkansız. Bu doğa bizim. Bu deniz çocukluğumuz. Sizin için bu deniz salyangozları lezzetli ve onları yediğinizde hemen o zamanları anımsarsınız, o dönemde kumun olduğu yeri, çünkü çocuklukta böyleydi, dişlerinizde kum varken yerdiniz… Bunu aşılamak imkansız. Bu benim. Kırım’ı biliyorum. Ai-Petri’ye gittik. Kostropol, Jukovka, çadır. Bir uçurumdan 14 metreden atlarsınız, sonra müstakbel eşinizi şaşırtırsınız: “işte bak, neler yapabiliyorum!” Dizlerim titremesine rağmen yine de zıpladım. Bu benim. Orada yaşadım. Burası benim toprağım.

Hikaye Donbass ile tamamen aynı. Bu sokaklarda yürüdüğünüz anlardır, her şeyi çok iyi bilirsiniz, bütün bu maden kasabalarını… Unutmak imkansız, sevmemek de mümkün değil.

Ve şimdi burada onlara izin verilmiyor. Ve Donbass’ta yollar yapıyoruz. Niye? Çünkü yolların burada olmasını istiyoruz. Ben sadece istiyorum.

Bugün aynı Donetsk bölgesinin eskisinden tamamen farklı bir boyutu var. Zaporoje’den Mariupol’a gittiğinizde bugün tamamen farklı bir hikaye var.

Sadece oraları şimdi yöneten insanlar, oradan nefret ediyorlar. Bu konuda ciddiyim. Ukrayna’dan nefret ettiklerini düşünüyorum. Bu şekilde hiçbir şey yapmıyorsunuz, yol yapmıyorsunuz, ağaç dikmiyorsunuz, bunları istemiyorsanız bu ülkeden nefret ediyorsunuz demektir. Siz sadece başka bir ülke için yaratılmışsınız, başka bir ülkenin vatandaşısınız, geçici olarak burayı yönetiyorsunuz, geçici olarak orada Ukrayna’da bir şeyler yapıyorsunuz, ama yine de başka bir ülkede yaşayacaksınız. Çünkü buralı değilsiniz. Kalbiniz bunun için atmıyor. Çünkü burada doğdun, ama orası senin değil.

Ve bu nedenle, tüm bu işgale yardım etmek ve bu militanları eğitmek için oraya getirilen tüm bu Rus “yoldaşlar” bilsinler ki orası onların toprakları değil. Olmayacak. Onların gelecek nesilleri orada büyümeyecek. Ve çocukları burada olmayacak. Ve topraklarımız için ölmeyecekler. Bu bizi onlardan çok farklı kılıyor. Çok farklı. Dolayısıyla bilgi açısından bile, orada şöyle şöyle bir belgeniz varsa artık bizim değilsiniz demesine izin veremezsiniz. Hayır. Asıl mesele ruhunuzdaki şeydir. Bu nedenle insanlardan kolay kolay vazgeçmeyeceğiz.

Duvar Yıkılacak

Sosyolojik araştırmalarda, genellikle kontrolsüz bölgelerden gelen insanlardan böyle bir cevap duyuyoruz: kendilerini normal, tamamlanmış hissetmiyorlar. Yani, belki de birisinin beklediği gibi Rusya’nın bir parçası olamadılar ve aynı zamanda Ukrayna ile iletişimleri de tam olarak sağlanmadı. Nihayetinde bu insanlara biraz “normallik” kavramını gösterelim.

Normallik. Kimin normal, kimin normal olmadığını belirlemek zordur. Bana öyle geliyor ki en önemli şey nasıl davrandığın. Bir ifade var: “Bir adam ip üzerinde.” Ne yapacağını bilmiyor, uzun süredir seçiyor ve seçemiyor ve kim olduğunu bilmiyor.

Bu hikayedeki en önemli şey, kendiniz için tam olarak birşeylere karar vermektir: siz Rus muunuz, Rusya’da mısınız (uyruktan bahsetmiyorum, ancak kendiniz için bir iç seçimden bahsediyorum) yoksa Ukraynalı mısınız ve burası sizin topraklarınız mı?

Doğru anlaşılmak istiyorum: Bu, birinin birini bir yere atması ile ilgili değil. Bir kez daha, burası sizin vatanınız mı yoksa misafir misiniz?

Bugün geçici olarak işgal edilen Donbass bölgesinde yaşıyorsanız ve “davamız haklı”, “Rusya’ya gidiyoruz”, “biz Rusuz” diye düşünüyorsanız, Donbass’ta kalmanın büyük bir hata olduğuna inanıyorum. Orası asla bir Rus toprağı olmayacak. Sadece asla. Ne kadar bu şekilde kalacağı önemli değil, biliyor musun? Almanya’daki duvar gibi. Her durumda, insanlar, tarihi bir anı yakalayacak ve o duvar çökecek. Kabul etmezlerse, insanlar yine de o anı yakalayacaklar. Bunun olmaması imkansız.

Bu nedenle, çocuklarınızın ve torunlarınızın geleceği için: Rusya’yı seviyorsanız ve tüm hayatınız boyunca Ukrayna topraklarında bulunduysanız ve bunun Rusya olduğunu hissettiyseniz, o zaman şunu anlamalısınız ki çocuklarınız ve torunlarınız adına zaten Rusya’da kendinize bir yer aramanız gerekiyor. Bu doğru.

Çünkü Ukrayna olmadan bu topraklarda medeniyet olmaz. Ukrayna büyüyecek, her şeyi inşa edecek. Ve işgal altındaki, kesilmiş formdaki Donbass’ın bir kısmı hiçbir yerde büyümeyecek. Bu nedenle, bu insanlar için mutluluk olmayacak.

Ama kendinizi bir Ukraynalı ve Donbass’ın da Ukrayna olduğunu düşünüyorsanız, bu bayrağa saygı duymalı, Ukrayna dilini sevmelisiniz (okulda öğretilmemiş olsa bile, kitapları kendiniz okuyun, her şey arkasından gelir, istediğinizi söyleyin), ama Ukraynalı olduğunuzu düşünüyorsanız, orada olun. İşte: sen kimsin? Kendin için cevap ver.

Monaco’ya, İtalya’ya, İngiltere’ye giden, hesap açan, ev satın alan ve orada yaşayan ve sonra bir nedenle geri dönen birçok zengin insanımız var. Bunlar normal mi yoksa anormal mi? Orada hiç sorun yaşamıyorlar. Ama onlar orada yerli değil. Londra’da asla İngiliz olmayacaklar.

Biz!

Asla! Biz Ukraynalılar, kendi topraklarımızdaki normal göçmenler gibi hissetmiyoruz: Ukrayna’dayız.

Donbass ve Kırım’da da durum aynı. Ve [bu konuda yapabilecekleri bir şey yok]. Eh, Kırım’da Kırım Tatarlarını kafalarında “yeniden canlandırmak” imkansız: “Hayır, burada değildin, tehcir oldu, ama tüm bunları sen icat ettin.” Evet, bu imkansız. Evet, en azından tarihi yeniden yaz, en azından tüm şehirleri yeniden adlandır – Yalta, Bahçesaray. Bu hikayeyi sil … Hala imkansız. Hepsi evlerine dönecek! Bu bir zaman meselesi.

Zelenskiy: Ukrayna, AB ve NATO’da misafir değil, üye olmalı

ukrhaber.com

Caner Cangül

Endüstri Mühendisi. Internet teknolojileri ve fotoğraf ile ilgilenmekte. Sitenin teknik sorumluluğu ve yönetimi yanında editörlük ve çevirmenlik yapmaktadır. 8 yıldır Kiev'de yaşamaktadır. İletişim: caner@ukrhaber.com