ABD Savunma Bakanı’nın eski danışmanı, Ukrayna’daki cephedeki durumun ciddiyeti hakkında konuştu: Savaş alanındaki durum “acımasız”.
VOA’nın Ukrayna Servisi, ABD Savunma Bakanı Caspar Weinberger‘in strateji danışmanı olarak görev yapan eski deniz piyadeleri subayı Phillip Karber ile savaş alanındaki durum ve savaştaki olayların nasıl gelişebileceği hakkında konuştu.
Karber “topçu mühimmatı eksikliğini” temel bir sorun “olarak nitelendirerek “Amerikan mühimmat tedariki Kongre tarafından kısmen Orta Doğu’ya yönlendirildiğinde” Ukraynalıların “mühimmat tüketimini yarıya indirmek zorunda kaldıklarını” ve Aralık ayında Kongre “acil mühimmat göndermeyi reddedince mühimmat tüketimini yine yarı yarıya kestiklerini” hatırlattı.
Ukraynalıların 400 Batılı topçu sistemine sahip olduğunu ve bunların “mühimmat eksikliği nedeniyle şu anda yalnızca %20 kapasiteyle kullanıldığını” örnek veren Philip Karber “Onlara milyarlarca dolar değerinde gelişmiş top gönderdik ama onların bunu ateşlemeye yetecek cephaneleri yok. Bu çok çılgınca, bu çok çılgınca” diyerek “Rusların asker sayısı Ukraynalılardan fazla olduğundan, Ukraynalıların bunu telafi etmek için modern teknolojiye ve silahlara ihtiyacı var” diye vurguladı.
Karber, Avdiivka’nın iki nedenden dolayı terk edilmesi gerektiğini açıkladı:
“Öncelikle Ruslar Ukraynalıları geride bırakmayı başardılar. Yani aslında kuşatılmanın eşiğindeydiler. Ancak şehir savaşında başka bir tuhaflık daha var: Savunan taraf çok yavaş hareket ediyor. Orada Stalingrad’ı yaratmak gerçekten mümkün ama bu çok zaman alıyor. Bir blok alırsınız ve ertesi gün onu kaybedersiniz, vb. Bu, kural olarak, büyük insan gücü kaybıyla doludur: ağır silahlar değil, insan gücü, çünkü ağır silahlar kapalı kentsel alanlarda o kadar etkili değildir. İkincisi piyadelerin hakim olduğu bir savaş türüdür. Yani Avdiivka bir bakıma Stalingrad’ın yavaş hareket eden bir minyatürüydü. Ukraynalılar bir çembere hapsolma tehlikesiyle karşı karşıya.”
Rusya’nın Avdiivka’yı ele geçirmesi cephedeki genel durumu nasıl etkileyecek?
Philip Karber, bu soruya hayal kırıklığı yaratan bir yanıt verdi. “Dinyeper’a kadar uzanan arazinin”, İkinci Dünya Savaşı sırasında bu yerlerde gerçekleşen “klasik bir tank savaşları ülkesi” olduğunu açıkladı ve öngörüsünü paylaştı:
“Savunma için değil hücum için açık araziye ihtiyaç var. Ne yazık ki Ukraynalılar, Rusların güneyde yaptığı ikinci ve üçüncü savunma hatlarına sahip değildi, bu da işleri çok zorlaştırıyordu ve aynı zamanda sonsuz bir mayın tarlası vb. arzına da sahip değillerdi ki bu da işleri çok daha zorlaştırırdı. Rusların ilerlemesi zor. Bütün bunlar, ilkbaharda ya da yaz başında toprak kuruduğunda cephenin çok istikrarsız hale gelebileceği anlamına geliyor”
Şimdi Ukrayna ordusu kökten ne yardım edebilir?
Karber “Öncelikle birkaç F-16’ya sahip olmak çok yardımcı olurdu ve bugün daha fazla hava savunması sistemine sahip olmak da işe yarayabilir” diyerek, uzun menzilli füzelerin “kritik eksik unsuru”nun “bastırmak için kullanılabilecek” olduğunu vurguladı ve “300 km’ye kadar füzeleri Ukraynalılara sadece Kerç Köprüsü’ne saldırmakla kalmayıp aynı zamanda ikmal hatlarını, demiryolu hatlarını yok etmek, hava üslerine saldırmak ve Rusların kullandığı gelişmiş operasyonel helikopterleri devre dışı bırakmak için gönderebiliriz.” şeklinde düşüncelerini paylaştı.
Önümüzdeki yıl bu savaşta belirleyici olacak mı?
Karber, görünümü “kasvetli” olarak değerlendirerek “Onlar yine son 10 yılda çatışmayı bizzat gözlemleyerek gördüğüm gibiler. Bu, bir savaşın kazanılamayacağı anlamına gelmez. Ve hava her zaman şafaktan önce en karanlık anındadır. Umut ölebilir bile. Ancak umut bir strateji değildir” dedi.
“Anahtar değişkenin Batı’da olduğuna” inandığını belirterek “Şu anda Rusların Ukrayna’da 14 ordusu var. Ukrayna’nın kaybedip aniden savaştan çekilmesi durumunda Ruslar, Finlandiya’ya birkaç ordu göndereceklerini zaten duyurdular. Bir çift Baltık ülkelerine karşı çıkacak ve birçoğu Belarus’a nakledilecek. NATO’ya yönelik tehdit katlanarak artacak.” diye açıkladı.
Eski asker, NATO’nun sonunda “bunun sadece Ukrayna’ya karşı bir savaş olmadığını, bunun Kremlin’in Finlandiya, Baltık ülkeleri ve Doğu Polonya’yı da içerecek şekilde Rus İmparatorluğunu yeniden kurma yönündeki emperyal hırslarının savaşı olduğunu anlayacağı” yönündeki umudunu dile getirdi ve şöyle dedi:
Haberlerden anında haberdar olmak için Telegram ve Whatsapp kanallarımızı takip ediniz.
“Kendi korumamıza yönelik 20 yıllık ihmalimizi telafi etmenin zamanı geldi, ancak bu zaman alıyor. Danimarka Ukrayna’ya tüm toplarını, silahlarını ve mühimmatını teklif etti. Almanlar, son 20 yılda olduğu gibi alışılmadık bir şekilde davranmaya hazır.
Ancak her şeyin anahtarı – bunu söylemekten nefret ediyorum, şu anki eğilim olumlu değil – bu ABD’ye bağlı. Ukrayna bağımsız bir devlet olarak yaşayamazsa, bunun büyük sorumluluğu ABD’ye düşecek“.
