Ukrayna ve Türkiye arasındaki güçlü ortaklık Karadeniz’de güvenliğin anahtarıdır

Bu haberi sosyal medya hesabınızda paylaşın!

NATO Karadeniz bölgesindeki stratejisine kafa yorarken ve giderek daha çalkantılı bir ortamda istikrar ve güvenliği sağlamaya çalışırken, Ukrayna ve Türkiye siyasi, askeri ve teknik işbirliğini derinleştirerek stratejik ortaklıklarını aktif olarak güçlendiriyor.

Ukrayna ve Türkiye arasındaki güçlü ortaklık Karadeniz’de güvenliğin anahtarıdır

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba‘nın, Ukrayna-Türkiye arasında stratejik ortaklığa dönük Atlantik Konseyi’nde yayınladığı makaleyi Türkçeye çevirerek sunuyoruz:

Ukrayna ve Türkiye arasındaki bu ortaklık, iki ülkenin dışişleri ve savunma bakanlarının katıldığı Quadriga 2 + 2 formatı ile güçlendirilmiş, Türkiye ve Ukrayna liderleri arasında yoğun ve verimli bir siyasi diyaloğu içermektedir. Şu anda öncelikli işbirliği girişimleri, büyük altyapı projeleri ve Türk Bayraktar insansız hava araçlarının ortak üretimi ile Ukrayna Antonov uçaklarının üretiminde güçlerini birleştirme planlarıdır.

Hem Ukrayna hem de Türkiye’nin güçlü silahlı kuvvetleri var. Türkiye, NATO’nun en büyük ikinci ordusudur; Ukrayna ise yedi yıldan fazla bir süredir Rus hibrit saldırganlığına başarıyla karşı koyarak, ittifakın bölgedeki kilit müttefiklerinden biridir. Türkiye ve Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, engin muharebe tecrübesine sahip çok çeşitli aktif askeri oluşumlara sahiptir. Mevcut NATO üye devletlerinden herhangi birinin aksine, Ukrayna aynı zamanda modern Rus kuvvetleriyle doğrudan muharebe çatışmasında benzersiz bir deneyime sahiptir.

Quadriga, Ukrayna ve Türkiye arasındaki işbirliğini ve Karadeniz bölgesinin güvenliğini güçlendiriyor

Ukrayna ve Türkiye, Rusya’nın Kırım’ı işgaline karşı aynı tutuma sahip, her iki ülke de tanımama politikası izliyor. Ankara, Ağustos 2021’de başlatılan ve Rusya’nın Ukrayna yarımadasını işgalinin yol açtığı güvenlik tehditlerine, ekonomik, çevresel, kültürel ve insan hakları tehditlerine karşı koymayı amaçlayan yeni bir uluslararası format olan ve yakın zamanda başlatılan ve bu işgale son vermek isteyen Kırım Platformu’nda Kiev’in en önemli ortaklarından biridir.

Rusların işgal altındaki Kırım’ı askerileştirmesinin Karadeniz bölgesindeki güvenlik durumunu önemli ölçüde kötüleştirdiği açıktır. Bu sadece bir Ukrayna sorunu değil. Aksine, bölgesel ve küresel sonuçları olan ciddi güvenlik sorunlarını da ortaya çıkarmaktadır.

Mevcut tahminlere göre Rusya, 2014’ten bu yana Kırım’daki askeri varlığını üçe katladı. Moskova, işgal altındaki yarımadayı, Karadeniz bölgesi ve Orta Avrupa ülkeleri için tehdit oluşturan yüksek teknolojili silah sistemleri de dahil olmak üzere askeri teçhizatla doldurdu. Kremlin ayrıca Kırım’ı Orta Doğu ve Afrika’daki genişleyen askeri faaliyetleri için bir hazırlık alanı olarak kullanmaktadır.

Rusya, Kırım’ı işgalini uluslararası deniz ticaretine müdahale etmek için kullanıyor ve seyir özgürlüğü de dahil olmak üzere deniz hukukunun temel taşlarını tehdit ediyor. Ukrayna şu anda Rusya’yı bu ilkeleri ihlal ettiği için uluslararası mahkemelerde adalet önüne çıkarmak için çalışıyor.

Bu arada, Rusya’nın Feodosia-13’ün uzun süredir saklı olan Sovyet nükleer tesislerini restore ederek ve yarımadaya nükleer taşıyıcılar konuşlandırarak Kırım’ın nükleerden arınmış statüsünü de ihlal ettiğine dair güvenilir kanıtlar var. Onaylanırsa, Kırım’ın devam eden askerileştirilmesi gerçekten küresel bir tehdit haline gelecektir.

Küresel emelleri olan bir ülke olarak Türkiye’nin Ukrayna ile ilişkileri ne kadar önemli?

Tüm bu güvenlik faktörlerini dikkate alan Ukraynalı yetkililer, Karadeniz’de NATO ve Ukrayna arasındaki deniz işbirliğini genişletmek için güçlü bir gerekçe olduğuna inanıyorlar. Bu endişeler aynı zamanda Türkiye’nin neden bölgedeki donanma varlığını güçlendirmeye istekli olduğunu ve şu anda Ukrayna ile güvenlik işbirliğini güçlendirmeye dahil olduğunu açıklamaya yardımcı olmaktadır.

Ukrayna ve Türkiye, Karadeniz bölgesinde güvenlik ve istikrarı sağlamak için halihazırda yakın bir şekilde çalışmaktadır. Bu ortaklık her iki taraf için de stratejik bir anlam ifade ediyor. Karadeniz’in kuzey ve güney kıyılarına hakim iki büyük ülke olan Ukrayna ve Türkiye, doğal bölgesel güvenlik ortaklarıdır.

Ukrayna ve Türkiye, yüzyıllara yayılan uzun ve zengin bir ikili ilişkiler geçmişine de sahiptir. Kazaklar döneminde, Ukraynalılar genellikle Osmanlı İmparatorluğu ile askeri ve diplomatik ittifaklara girdiler ve sıklıkla kendilerini karşıt taraflarda buldular.

Son yıllarda, Ukrayna ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklık, Ukrayna’nın 1991’de bağımsızlığını kazanmasından bu yana geçen otuz yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu büyüyen bağlar, Başkanlar Vladimir Zelenskiy ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki mükemmel kişisel ilişkiye de çok şey borçludur.

Günümüzün derinleşen ortaklığının bir diğer önemli köşe taşı, hem Ukrayna’da hem de Türkiye’de güçlü Kırım Tatar topluluklarının varlığıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dizi Ukraynalı siyasi mahkum olan Kırım Tatarlarının Rus tutsaklığından serbest bırakılmasına kişisel katkılarını takdir ediyoruz.

Ukrayna ve Türkiye, başı dertte olan gerçek dostlardır. Türkiye 2021 yazında yıkıcı orman yangınlarıyla savaştığında, Ukrayna hemen yardım teklif etti. Kiev, Türkiye’ye iki büyük Antonov yangın söndürme uçağı ve birkaç özel helikopter gönderdi. Ukraynalı itfaiyeciler yangınları söndürmek ve turistik bölgelere yayılımını engellemek için gece gündüz çalıştı.

Karadeniz’de işbirliğini güçlendirmek için Türkiye’nin konumu önemli (uzman görüşü)

Türk dostlarımız Ukrayna Antonov yangın uçaklarının yeteneklerinden çok etkilendiler. Türk meslektaşım Mevlüt Çavuşoğlu ile Ekim 2021’de Lviv’de yaptığımız son görüşmede, Türkiye’nin Antonov uçaklarına olan ilgisini dile getirdi. Ukrayna bu ilgiyi memnuniyetle karşılıyor ve Antonov uçaklarının ortak üretimi ve uluslararası ihracatı olanaklarını geliştirmeye hazır.

Artan iklim kriziyle birlikte, Türkiye’de ve dünya çapında düzinelerce başka ülkede orman yangınları tehdidi devam ediyor ve bununla birlikte yangın söndürme havacılığına olan talep artıyor. Bu, Türkiye ile Ukrayna arasında havacılık endüstrisinde önerilen işbirliğini stratejik olarak çekici kılmaktadır. Quadriga Ülkeleri Dışişleri ve Savunma Bakanlarının Aralık 2021’de Ankara’da gerçekleştireceğimiz bir sonraki toplantımızda bu konuyu daha detaylı olarak ele almayı planlıyoruz.

Önümüzdeki yıl Ukrayna ve Türkiye, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 30. yılını kutlayacak. Bu etkinliğin şerefine, Ukrayna ve Türkiye arasındaki Stratejik Konsey’in bir sonraki toplantısını her iki cumhurbaşkanının eş başkanlığında yapmayı planlıyoruz.

Önümüzdeki yıl yapılacak Stratejik Konsey öncesinde bir dizi anlaşma ve belge hazırlanmaktadır. Her iki taraf da Şubat 2022 toplantısını, yıllarca süren müzakerelerin ardından uzun zamandır beklenen Türkiye-Ukrayna Serbest Ticaret Anlaşmasını nihayet imzalamak için bir fırsat olarak görüyor.

Bu serbest ticaret anlaşması yürürlüğe girdiğinde, iki Karadeniz ülkesi arasında zaten güçlü olan ticari bağları önemli ölçüde güçlendirecek ve yeni iş ilişkilerinin kurulmasını kolaylaştıracaktır. İkili ticaret istikrarlı bir şekilde büyürken, yakın gelecekte ortak hükümetler arası ticaret ve ekonomi komisyonu düzenlemeyi planlıyoruz.

Söylemeye gerek yok ki, Türkiye ve Ukrayna, gelişen ticaretten, artan askeri ve teknik işbirliğinden ve Rusya’nın Kırım’ı işgalini sona erdirmeye yönelik ortak bir taahhütten çok daha fazla ortak noktaya sahipler.

Türkiye Büyükelçisi kanal İstanbul’un Ukrayna için yararları ve riskleri hakkında konuştu (video)

Mevlüt Çavuşoğlu ile yakın zamanda yaptığım görüşmelerin gösterdiği gibi, insanlar arasında temasları geliştirmek ve kültürel, bilimsel ve eğitimsel bağları derinleştirmek için birçok fırsat var. Bunu akılda tutarak, Türkiye ve Ukrayna Dışişleri Bakanlıklarının himayesinde tarih araştırmaları konusunda ortak bir komisyon kurulması konusunda mutabık kaldık.

Güneyden gelen etkiler, Ukrayna’nın dış politikasının oluşumunda her zaman önemli bir rol oynamıştır ve bu, bugün de geçerliliğini korumaktadır. 2021 yazında, Başkan Zelenskiy, Ukrayna’nın bağımsızlığının restorasyonundan bu yana otuz yıl içinde bu tür ilk üst düzey stratejik belge olan Ulusal Dış Politika Stratejisinin kabulünü başlattı.

Yakın zamanda kabul edilen bu belge, Türkiye’yi açıkça Ukrayna’nın en önemli stratejik ortaklarından biri olarak tanımlamaktadır. Serbest ticaret, askeri ve teknolojik ortaklıklar ve büyük altyapı projelerinde işbirliği gibi bir dizi kilit ilişki alanını tanımlamaktadır.

Ukrayna ve Türkiye arasındaki stratejik ortaklığı derinleştirmeye yönelik öncelikli alanlar arasında Karadeniz bölgesinde güvenlik işbirliğinin güçlendirilmesi (olasılıkla artan NATO katılımı ile), Türkiye’nin Kırım platformunun geliştirilmesine devam eden katılımı ve Kırım Tatarlarının haklarını korumaya yönelik daha fazla ortak çaba yer almaktadır.

Ukrayna ve Türkiye, Karadeniz bölgesinin gelecekteki güvenliğine ilişkin net bir vizyon geliştiriyorlar. NATO’nun Ukrayna-Türkiye ortaklığını bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olabilecek değerli bir ek güç olarak görmeye başlamasının zamanı geldi.

Yalnızca Türkiye dahil NATO müttefiklerinin ortak troyka -Ukrayna, Gürcistan ve Moldova- ile birlikte ortak çabaları Karadeniz’in Rus egemenliğine girmesini ve Moskova’nın istikrar bozucu faaliyetlerini önleyecektir.

Kremlin’e kararlılığımızın ve birliğimizin açık bir sinyalini ne kadar erken gönderirsek o kadar iyi. Karadeniz’de kimsenin çatışmaya ihtiyacı yok. Gerçekten de bölgede yeni bir çatışmayı kışkırtmaya hazır tek güç Rusya’dır. Mevcut güvenlik ortamında, güç projeksiyonu Moskova’yı kontrol altına almanın ve daha fazla tırmanmayı önlemenin en iyi yoludur.

Kiev’deki restoranların kullanımı yüzde 50-70 oranında düştü. Topluca kapanıyorlar

NATO’nun Karadeniz bölgesindeki varlığının artması, gerilimi önemli ölçüde azaltacak ve bölgedeki durumu istikrara kavuşturacaktır. Ukrayna uzun süredir Ruslarla uğraşıyor ve onların amaçlarını çok iyi anlamaktadır. Rus liderliği sadece kendini zayıf hissettiğinde gerilimi tırmandırıyor. Rusya’nın bakış açısından, rakiplerinin kararsızlığından daha çekici bir şey yoktur.

Aynı zamanda, Rusya güce saygı duyuyor ve diğer tarafın kararlılığına güveniyorsa, gerilimi tırmandırma riskine girmeyecektir. Bu nedenle Ukrayna, NATO’nun Karadeniz bölgesindeki varlığının artırılması ve NATO müttefikleri ile NATO üyesi olmayan ülkeler arasındaki işbirliğinin artırılması çağrısında bulunuyor. Türk-Ukrayna stratejik ortaklığı, bu tür bir işbirliğinin sadece uygulanabilir değil, aynı zamanda son derece etkili ve karşılıklı olarak faydalı olduğunun güzel bir örneğidir.

ukrhaber.com

Caner Cangül

Endüstri Mühendisi. Internet teknolojileri ve fotoğraf ile ilgilenmekte. Sitenin teknik sorumluluğu ve yönetimi yanında editörlük ve çevirmenlik yapmaktadır. 8 yıldır Kiev'de yaşamaktadır. İletişim: caner@ukrhaber.com